Tarihçi ve yazar Muharrem Değirmen, Marmarabirlik'in 'Yeni Döneme Güvenli Adım' toplantısında öne çıkan anıt zeytin ağaçlarının ürünlerinin özel kimlikle pazarlanması önerisini, Türkiye zeytinciliğini üst segmente taşıyacak stratejik bir adım olarak değerlendirdi. Marmarabirlik Başkanı Ali Yıldız, önerinin ihracat hedeflerine ivme kazandıracağını belirtirken, Değirmen, 'Şişede sadece yağ değil, medeniyetin izi var' dedi.
BURSA (İGFA) - Marmarabirlik'in 'Yeni Döneme Güvenli Adım' toplantısında, tarihçi ve gazeteci Muharrem Değirmen'in, anıt zeytin ağaçlarının ürünlerinin özel bir kimlikle pazarlanması önerisi dikkat çekti. Değirmen, asırlık zeytin ağaçlarından elde edilen zeytin, zeytinyağı ve ezmenin, ağacın yaşı ve kökenini vurgulayan özel ambalajlarla satılmasının, kültürel mirası korurken yüksek katma değer yaratacağını söyledi.
Orhangazi'den Mudanya'ya, yüzyılları devirmiş ağaçların olduğunu kaydeden Değirmen, 'Bu, sıradan bir ürün değil; yaşayan bir kültür, somut bir tarih. Doğru anlatılırsa, Türkiye'nin zeytinyağı algısı üst segmente taşınır' dedi.
MARMARABİRLİK'İN İHRACAT HEDEFİNE DESTEK
Marmarabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Ali Yıldız, anıt ağaç ürünlerinin ayrı bir kategori olarak markalaşmasının, birliğin 2024'te 35 milyon dolara ulaşan ihracatını, kısa vadede 50 milyon, uzun vadede 70 milyon dolara taşıyacağını belirtti. Değirmen, bu adımı 'lokomotif etki yaratacak bir marka mimarisi' olarak tanımladı.
İspanya ve İtalya'daki 'özel seri' yağların, ağaç bilgisi ve coğrafi kökenle yüksek fiyatlara satıldığını örnek gösteren Değirmen, 'Tüketici yağa değil, hikâyeye para ödüyor. Bizim coğrafyamızın anlatısı daha derin' diye konuştu.
Değirmen, önerinin temelinde izlenebilirlik ve hikâye olduğunu vurgulayarak, 'Şişede ağacın yaşı, köyü, parseli ve varsa geleneksel adı yer almalı. Karekodla ağacın fotoğrafına, konumuna ve hasat günlüğüne ulaşılabilmeli. Bu, sadece gıda değil, kültürel bir deneyimdir' diyerek modelin, gurme restoranlar, havaalanı mağazaları, butik oteller ve e-ticaretle sınırlı üretimle satılması gerektiğini belirtti.
Gastronomi turizmiyle birleştiğinde, İznik'in tarihi rotaları, Gemlik'in kıyıları ve Mudanya'nın mimarisiyle 'ürün-hikâye-mekân' üçlemesi yaratılabileceğini söyleyen Değirmen, modelin Marmarabirlik'in tek başına değil, belediyeler, tarım müdürlükleri ve koruma kurullarıyla iş birliğiyle hayata geçmesi gerektiğini vurguladı. Değirmen, 'Anıt ağaçlar bir ilçenin, kentin ve ülkenin değeridir. Envanter güncellenmeli, bakım protokolleri oluşturulmalı, hasat ve sıkım ayrı izlenmeli. Belediyeler bu vizyonu görmezse, gelecek nesillerin hakkı zayi olur.'diye konuştu.
ORHANGAZİ'YE ÖZEL VURGU
Marmarabirlik yönetiminde Orhangazi'den Remzi Bayram'ın yer almasının, anıt ağaç gündeminin takibi ve bölge üreticisi için stratejik olduğunu söyleyen Muharrem Değirmen, 'Yerel temsil, envanter, bakım ve eğitimde sonuç almayı kolaylaştırır.' dedi. Değirmen, 'Marmarabirlik'in vizyonu, zeytin ağacına saygının somutlaşmış hali. Bu, bugünün değil, yarının meselesi. Başarırsak, Türkiye zeytinyağını hikâyesi ve itibarıyla konuşturur' diye konuştu.