Sabah uyanır uyanmaz aynada kusursuz bir görüntüyle karşılaşmak, gün boyu akmayan bir eyeliner veya silinmeyen bir rujla yaşamak... Modern çağın en büyük konforlarından biri olan 'Kalıcı Makyaj', doğru ellerde bir sanata dönüşürken, yanlış uygulamalarla bir kâbusa dönüşebilir. Güzellik sektörünün başarılı ismi Cansu Durkun, kalıcı makyaj yaptırmadan önce mutlaka bilmeniz gereken kritik noktaları açıkladı.
İSTANBUL (İGFA) - Kalıcı makyaj (Mikropigmentasyon), son yıllarda kadınların vazgeçilmezi haline geldi. Ancak uzman olmayan ellerde yapılan işlemler; kızıllaşan kaşlar, asimetrik dudaklar ve enfeksiyon riski gibi geri dönüşü zor problemleri de beraberinde getiriyor. Konunun uzmanı Cansu Durkun, 'Kalıcı makyaj sadece bir güzellik işlemi değil, cildin altına işlenen bir imzadır' diyerek, işlem öncesi dikkat edilmesi gereken hayati kuralları sıralıyor.

İşte Cansu Durkun'un kaleminden, kusursuz ve doğal bir görünüm için dikkat etmeniz gerekenler:
1. 'Her Kaş Her Yüze Olmaz': Altın Oran Matematiği
Sosyal medyada gördüğünüz popüler bir kaş şekli, sizin yüz hattınıza uygun olmayabilir. Cansu Durkun, en büyük hatanın 'trendlere kapılmak' olduğunu vurguluyor:
'Her yüzün kendine has bir matematiği ve anatomisi vardır. Biz buna 'Altın Oran' diyoruz. İşlem öncesinde uzmanınızın mutlaka yüz ölçümlerinizi yapması ve taslağı size onaylatması gerekir. Ezbere yapılan kaş, ifadenizi sertleştirebilir veya sizi olduğunuzdan yaşlı gösterebilir.'
2. Pigment Kalitesi: Kaşlarınız Neden Turunculaşıyor?
Ucuza mal edilen kalıcı makyaj işlemlerinin en büyük riski, zamanla renk değiştiren pigmentlerdir.
Ağır Metallere Dikkat: İçeriğinde demir oksit oranı yüksek olan kalitesiz boyalar, zamanla oksitlenerek kaşlarınızı kiremit kırmızısına veya maviye dönüştürebilir.
Organik ve Doğal İçerik: Cansu Durkun, cilde dost, renk değiştirmeyen ve zamanla pudralaşarak ciltten atılan yeni nesil organik pigmentlerin tercih edilmesi gerektiğinin altını çiziyor.
3. Hijyen Lüks Değil, Kırmızı Çizgidir
Kalıcı makyaj, derinin üst tabakasına (epidermis) yapılan invaziv bir işlemdir. Bu nedenle sterilizasyon, estetik kaygılardan önce gelmelidir.
Kullanılan iğnelerin tek kullanımlık olduğu sizin yanınızda açılmalıdır.
Uzman, işlem sırasında maske ve eldiven kullanmalıdır.
Ortamın klinik standartlarında sterilize edilmesi, Hepatit B ve diğer bulaşıcı hastalıklardan korunmak için şarttır.
4. İletişim: Uzmanınız Sizi Gerçekten Dinliyor mu?
Koltuğa oturduğunuz an işlem başlamamalıdır. Cansu Durkun'a göre, iyi bir uzman önce iyi bir dinleyici olmalıdır:
'Müşterinin hayalindeki görüntü ile yapılabilecekler arasındaki dengeyi kurmak zorundayız. Cilt tipiniz (yağlı veya kuru), yaşınız ve günlük makyaj alışkanlıklarınız, seçilecek tekniği (Microblading mi, Pudralama mı?) belirler. Sizi analiz etmeden iğneyi eline alan uzmandan kaçının.'
5. İşlem Sonrası Bakım: Sonucun %50'si Sizin Elinizde
Mükemmel bir uygulama yapılsa bile, 'iyileşme süreci' kurallarına uyulmazsa sonuç hüsran olabilir. Cansu Durkun, işlemden sonraki ilk 1 haftanın kritik olduğunu belirtiyor:
Bölgeye su değdirilmemeli.
Güneşten korunmalı ve solaryuma girilmemeli.
Oluşan kabuklar asla koparılmamalı.
Sonuç: Güzelliğinizi Şansa Bırakmayın
Cansu Durkun son olarak, kalıcı makyajın bir dövme olmadığını, zamanla ciltten silinen ve tazelenmesi gereken bir konfor olduğunu hatırlatıyor. 'Yüzünüz en değerli giysinizdir, onu emanet edeceğiniz kişiyi seçerken fiyata değil, uzmanın referanslarına ve eğitimine bakın' diyerek sözlerini noktalıyor.




